İstanbul’da yaşanan “Yenidoğan Çetesi” skandalıyla ilgili olarak, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezlekedeki bilgilere göre, olay CİMER’e yapılan bir ihbarla ortaya çıkmış. İhbarı yapan kişi, Reyap Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Doktoru Fırat Sarı ve İlker Gönen’in SSK’yı dolandırdığını ve insanlık dışı koşullarda bebeklerin öldüğünü belirtmiş.
İhbarda, özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarını kiralayarak gece nöbetçi doktor bulundurmadıkları, bebeklerin insanlık dışı bir şekilde öldüğü iddiaları yer alıyor. Ayrıca, Sarı ve Gönen’in yıllardır milyonlarca Türk lirası kazanarak yüzlerce bebeğin ölümüne sebep oldukları iddia ediliyor.
Fezlekeye göre, suç örgütü yöneticisi olarak suçlanan Dr. Fırat Sarı ve Dr. İlker Gönen, özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini işletmek amacıyla anlaştıkları sağlık çalışanlarını yerleştirmişler. Bu şekilde hastanelerin gelirini artırarak kamu kurumunu zarara uğratmışlar ve bebeklerin ölümüne sebep olmuşlar.
Örgütün sistemini saf dışı etmek amacıyla, hastanelerden sevk olması gereken bebek hastaları öğrenen örgüt üyeleri, bu bebekleri kendi kontrolündeki hastanelerin yoğun bakım ünitelerine yerleştirmişler. Bu şekilde maddi menfaat sağlayarak kamu kurumunu dolandırmışlar.
Fezlekeye göre, suç örgütü yöneticisi Dr. Fırat Sarı, sürekli iletişim halinde olduğu sağlık çalışanlarına düzenli ödemeler yapmış. Ayrıca, solunum tedavisinde kullanılan ilaçları bebek hastalar üzerinden kullanılmış gösterip üçüncü kişilere satılmış.
Suç örgütü şemasında, elebaşı Dr. Fırat Sarı, yöneticiler Dr. İlker Gönen ve Gıyasettin Mert Özdemir ile örgüt üyelerinin isimlerine yer verilmiş. Ayrıca, hastanelerde çalışan şüpheli hemşirelerin isimleri de açıklanmış.
Fezlekede yer alan telefon konuşmaları ise, suç örgütü üyelerinin bebek ölümleriyle ilgili alaycı ve insafsız konuşmalarını gözler önüne seriyor. Bebeklerin ölürken alay etmeleri ve ciddiyetsiz tavırları insanlık dışı bir bakış açısını ortaya koyuyor.
İstanbul’da yaşanan bu skandal, sağlık sektöründeki yolsuzluk ve ihmallerin vahim boyutlara ulaştığını gösteriyor. Suç örgütünün bebeklerin hayatını riske atarak sadece maddi çıkarlar için hareket ettiği ortaya çıkıyor. Bu tür suçlara karşı daha etkin önlemler alınmalı ve sorumlular adalet karşısında hesap vermeli.