Salda Gölü, bilim danışmanı Dr. Erol Kesici tarafından incelenen bir doğal miras olarak değerlendirilmektedir. Gölde yaşanan insan baskısının, kuruma ve kirliliğe neden olduğu belirtilmektedir. Dr. Kesici, gölde oluşan beyaz kayalıkların ve turkuaz rengin doğal oluşumların bir parçası olduğunu vurgulamaktadır.
Salda Gölü, kara, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemlerinin bir arada bulunduğu önemli bir değerdir. Gölde bulunan endemik bitki ve hayvan türleri, gen kaynakları açısından büyük bir zenginliğe işaret etmektedir. Ancak, son yıllarda göl çevresinde yaşanan olumsuz etkilerin gölün değerinin bilinmediğini gösterdiği ifade edilmektedir.
Gölün kapalı havza bir göl olması nedeniyle, kirliliğin suya depo edildiği ve kendi kendini temizleyemediği belirtilmektedir. Bu nedenle, gölün hassas bir yapıya sahip olduğu ve çabuk kirlenebileceği vurgulanmaktadır. Ayrıca, gölü besleyen derelerin önüne yapılan barajlar ve göletlerin, göl üzerinde olumsuz etkilere neden olduğu ifade edilmektedir.
Dr. Kesici, Salda Gölü’nün korunması gerektiğini ve bilim dışı insan baskısından uzak tutulması gerektiğini belirtmektedir. Göl çevresindeki ekosistemlerin korunmasıyla birlikte, gölün doğal güzelliklerinin ve eşsiz yapısının da korunabileceği vurgulanmaktadır.
Son olarak, Salda Gölü’ne duyulan sevginin, gölü uzaktan sevmek ve gelecek nesillere aktarmak için önemli olduğu ifade edilmektedir. Gölün korunması, bilim merkezi ve dünya mirası olarak gelecek kuşaklara taşınması için insanların göl çevresine dikkatli davranması gerektiği belirtilmektedir.