Depremde Şazibey Mahallesi’nde yıkılan 8 katlı Hacı Ömer Apartmanı’nın enkazı altında kalan 69 kişinin hayatını kaybetmesi ve 4 kişinin de yaralanmasıyla ilgili açılan davanın ilk duruşması Kahramanmaraş 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Binayı yapan Başak Konut Yapı Kooperatifi’nin yönetim kurulu başkanı Tevfik Tepebaşı (81), yönetim kurulu üyeleri Çetin Kurt (64), Kemal Duyar (102), İsmet Koyuncular ve binanın yapımında görev alan Atilla Öz’ün (62) ‘Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasına tutuksuz sanık İsmet Koyuncular, binada ölenlerin yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Tutuksuz sanık Kemal Duyar’ın katılmadığı duruşmaya tutuksuz sanıklar Tevfik Tepebaşı, Atilla Öz ve Çetin Kurt başka deprem dosyalarından tutuklu oldukları cezaevinden SEGBİS sistemiyle duruşma salonuna bağlandı. Duruşma, sanıkların savunmasıyla başladı. Tevfik Tepebaşı, inşaattan anlamadığını, binayı mimar ve mühendislere yaptırdığını, belediye tarafından da denetlenip onaylandığını savundu.
Atilla Öz, binanın yapımıyla ve yapımını yaptıran Başak Konut Yapı Kooperatifi ile alakasının olmadığını iddia ederek suçlamaları reddetti. Çetin Kurt ise inşaatla ilgisinin olmadığını, sadece muhasebe kayıtlarını tuttuğunu belirtti. İsmet Koyuncular ise binayla hiçbir ilişkisinin olmadığını ve o tarihte yurtdışında olduğunu söyledi.
Binada hayatını kaybedenlerin yakınları ise sanıklardan şikayetçi olduklarını ve sanıkların tutuklanıp olası kastla öldürmeden yargılanmalarını talep etti. Ayrıca dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesini ve zemin etüdü yapılmasını istediler.
Duruşma sonunda mahkeme, tüm müştekilerin dinlenmesinin ardından talepleri değerlendireceğine karar vererek davayı 6 Aralık’a erteledi. Müşteki avukatlarından Naim Eminoğlu, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada davanın takipçisi olacaklarını ve asla bırakmayacaklarını belirtti.
Dava süreci devam ederken, sanıkların savunmaları ve müştekilerin talepleri mahkeme tarafından dikkate alınarak adaletin sağlanması için önemli bir adım atılmış oldu. Bu dava, depremin yıkıcı etkileriyle ilgili sorumlulukların belirlenmesi açısından da önemli bir örnek teşkil etmektedir.
