Su kenarlarında bulunan cesetlerin artışı, son dönemde Türkiye’de endişe yaratmaya devam ediyor. Bu durum, 2020 yılında Leyla Aydemir, 2021 yılında Narin Güran ve Rojin Kabaiş gibi birçok kişinin su kenarlarında ölü bulunmasıyla gündeme gelmiştir. Özellikle Rojin Kabaiş’in ölümü, olayın detayları ve cesedin bulunma şekliyle birçok soru işaretini beraberinde getirmiştir.
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Alkan’a göre, cesetlerin bulunduğu yer, geçen zaman, olaya eklenen faktörler gibi etmenler, ceset üzerindeki değişimleri etkiler. Su kenarlarında bulunan cesetlerin adli tıp açısından incelenmesi, cesedin bulunduğu ortama ve süreye göre farklı bulgular ortaya çıkarabilir. Prof. Dr. Alkan, cesetin suya atılmasının amaçının delili yok etmek olduğunu belirtmektedir.
Rojin Kabaiş’in ölüm nedeninin belirlenememesi ve cesedin deformelerinden dolayı kesin ölüm sebebinin netleştirilememesi, olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu sorularını beraberinde getirmiştir. Telefon incelemeleri ve Google arama geçmişi, olayın aydınlatılmasında önemli ipuçları olabilir. Prof. Dr. Alkan, güvenlik kamerası kaydı, ihbar, itiraf ve otopside bulunabilecek delillerin olayın gidişatını değiştirebileceğini ifade etmektedir.
Son dönemlerde yaşanan ceset bulma vakaları ve bu olaylara ilişkin medyanın etkisi, toplumda çaresizlik hissi oluşturabilir. CSI dizileri gibi televizyon programları, adli tıp ve adli bilimlerle ilgili yanlış algılar oluşturabilir ve gerçekliği abartabilir. Prof. Dr. Alkan, CSI sendromunun adli tıp ve adli bilimlere olan güveni etkileyebileceğini ve toplumda yanlış beklentiler yaratabileceğini belirtmektedir.