İsrail’in, işgali altındaki Golan Tepeleri’nde Cumartesi günü düzenlenen ve 12 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya misilleme olarak Lübnan’ın başkenti Beyrut’a hava saldırısında bulunması, ardından da Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’ye suikast düzenlemesi, savaşın yayılması korkusunu artırdı. Gerek Hizbullah gerekse de Hamas ve İran, bunun sinyallerini verirken, Washington da böyle bir durumun kaçınılmaz olacağını kabul etti.

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Salı gecesi Lübnan’ın başkenti Beyrut’a düzenlediği hava saldırısında, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın üst düzey danışmanlarından Fuad Şükrü’yü hedef almış ve öldürdüğünü açıklamıştı. Her ne kadar Hizbullah ve İran bunu doğrulamasa da, Lübnan basını, söz konusu saldırıda Beyrut’un güneyinde Şiilerin yoğun olarak bulunduğu Dahieh banliyösünün hedef alındığını ifade etmişti.

Dün sabah da Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da suikast sonucu öldürüldüğü haberinin gelmesi, bir süredir korkulan “savaşın yayılması” ihtimalini güçlendirdi. Amerikan “New York Times” gazetesi, canlı blog sayfasına “İsmail Haniye suikastı savaşın bütün bölgeyi saracağı korkularını artırıyor” başlığını atarken, BBC’nin Ortadoğu muhabiri Hugo Bachega da, Haniye’nin öldürülmesini “tehlikeli bir gelişme” olarak niteledi.

‘KORKULARI ARTIRIYOR’

Dün sabah da Haniye’nin İran’ın başkenti Tahran’da suikast sonucu öldürüldüğü haberinin gelmesi, bir süredir korkulan “savaşın yayılması” ihtimalini güçlendirdi. Amerikan “New York Times” gazetesi, canlı blog sayfasına “İsmail Haniye suikastı savaşın bütün bölgeyi saracağı korkularını artırıyor” başlığını atarken, BBC’nin Ortadoğu muhabiri Hugo Bachega da, Haniye’nin öldürülmesini “tehlikeli bir gelişme” olarak niteledi.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karine Jean-Pierre, İsrail’in Beyrut’a düzenlediği saldırının ardından yaptığı açıklamada, “Hizbullah ve İsrail arasında savaş kaçınılmaz değil” derken, suikast sonrası ABD tarafından ilk açıklamayı yapan Savunma Bakanı Lloyd Austin de, “Ortadoğu’da savaşın kaçınılmaz olduğunu düşünmüyorum” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ise, suikastın Gazze’deki sürece etkisinin ne olacağı sorusuna, “Tahminde bulunmak çok zor. Uzun yıllar boyunca bir olayın başka bir olay üzerindeki etkisi hakkında asla tahminde bulunmamayı öğrendim” yanıtını verdi.

BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), Tahran’da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’ye düzenlenen suikastın ardından acil oturum düzenlendi. Üye ülkeleri bilgilendiren BM Siyasi ve Barış İnşası İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo, “Son günlerde düzenlenen farklı saldırılar çok ciddi ve tehlikeli gerginlik artışı teşkil ediyor” uyarısını yaptı.

İran’da düzenlenen suikastta öldürülen İsmail Haniye, Hamas hareketinin uluslararası arenadaki diplomasi yüzü olarak kabul ediliyordu. Nitekim Haniye ve Halid Meşal, 7 Ekim saldırıları sonrasında ateşkes ve arabuluculuk görüşmelerinde yer almıştı. Türkiye ile de yakın ilişkileri bulunan Haniye, geçen yıl Kasım ayı başında İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile görüşmek üzere Tahran’a da gitmişti. 62 yaşında hayatını kaybeden Haniye, 1962 yılında Filistin’deki mülteci kamplarından birinde doğmuş, hareketin siyasete girmesini savunmuştu. Genç yaştan itibaren Filistin davasına dahil olan Haniye, henüz Gazze’deki İslam Üniversitesi’nde öğrenciyken aktifti. Filistin’de 1987’deki Birinci İntifada sırasında Hamas Hareketi kurulduğunda ona katıldı. İsrail 1989’da ona 3 yıl hapis cezası verdi ve hapisten çıkınca da İsrail – Lübnan arasındaki sahipsiz topraklara sürüldü. Yanında birçok Hamas lideri de bulunuyordu. Sürgün sonrası Gazze’ye geri dönen Haniye, Hamas’ın siyasete girmesini savunan ve 1994’te bir siyasi parti kurmanın gereğine işaret etti. Önde gelen isimler önceleri itiraz etse de, sonrasında bu fikre ısındı.

İsmail Haniye, Katar’dayken örgütü uzaktan yönetmesine rağmen, Gazze’de Hamas’ın diğer liderlerinden ve kurucularından destek aldı. Hamas’ın Gazze’deki siyasi kanadının lideri Yahya Sinvar’dı. Askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları’nı ise Muhammed Deyf ve sağ kolu Mervan İsa yönetiyor. Halid Meşal ve Mahmud Zahar da Hamas’ın kurucuları ve önde gelen liderleri olarak kabul ediliyor.

Birkaç yıl önce Hizbullah’ın hassas füze projesinin komutanı olarak atanan Fuad Şükrü, İsrail’in Beyrut’a düzenlediği saldırıda öldürülürken, bu saldırı sonrası İsrail-Hizbullah savaşının gündeme gelmesi, örgütün silah envanterini gündeme getirdi.

Dünyadaki en ağır silahlara sahip devlet dışı gruplardan biri olan ve İran desteğini arkasına alan Hizbullah, envanterinde ciddi miktarda füze barındırıyor. Hizbullah’ın çeşitli model ve menzillerde 150 bin kadar roketi ve füzesi bulunduğu, kendi yapımı füzelerle bunu genişlettiği belirtiliyor. Hizbullah, hassas füzeler, tanklar, kendi yapımı zırhlı araçlar ve insansız hava araçlarının (İHA) yanında anti-tank, anti-uçak ve anti-gemi füzelerine de sahip. Bununla birlikte Tahran’dan İran, Rus ve Çin yapımı silahlar da aldığı konuşuluyor. Ayrıca, Hizbullah’ın 45-50 bin civarında askeri olduğu ve 2 bin 500 kişilik bir özel operasyonlar birimine sahip olduğu biliniyor.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir