Biyoçeşitlilik ve Beslenme

Gıda tüketiminin büyük bir kısmının pirinç, buğday, mısır ve şeker pancarı gibi temel ürünlerden oluştuğu belirtilmektedir. Ancak, yaklaşık 7 bin bitki türünün gıda olarak kullanılabildiği bilinmektedir. Ne yazık ki, ticari olarak üretilen ve piyasada bulunan bitki türleri sadece yaklaşık 150 tanedir. Bu durum biyoçeşitlilik açısından endişe vericidir, çünkü doğanın dengesi için farklı bitki türlerine ihtiyaç vardır. Büyük arazilerde tek bir ürün yetiştirilmesi, biyoçeşitliliği olumsuz yönde etkilemektedir.

Yetersiz Beslenme ve Gizli Açlık

İnsanların enerji ihtiyacını genellikle tahıl ve şekerden karşıladığına dikkat çekilmektedir. Bu durum dengesiz ve yetersiz bir beslenmeye yol açmaktadır. Protein alımı yetersiz kalmakta ve sadece belirli ürünlerden sağlanmaktadır. Tahıllar ise gerekli vitaminleri yeterince içermemektedir. Bu tür bir beslenme şekli “gizli açlık” veya obezite gibi sorunlara neden olabilmektedir. Bu nedenle, beslenme sistemine eski ve unutulmuş bitki türlerini dahil etmek, biyoçeşitliliği desteklemek ve dengeli beslenmeyi sağlamak açısından önemlidir.

Yeniden Keşfedilmeyi Bekleyen Bitki Türleri

Bazı bitki türlerinin faydalarının bilinmesine rağmen, toplumda çeşitli önyargılar veya alışkanlıklar nedeniyle tüketilmediği belirtilmektedir. Bu bitki türlerini tüketmeyi engelleyen bariyerler arasında ürünlerin bulunamaması, yüksek fiyatlar ve nasıl pişirileceği veya hangi yiyeceklerle kombin edileceği konusunda bilgi eksikliği yer almaktadır. Ayrıca, bazı durumlarda bu bitki türlerinin tüketilmesi fakirlikle veya alt kültürle ilişkilendirilebilmektedir. Bu nedenle, bu ürünlerin faydaları hakkında daha fazla bilgi verilmesi ve bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerekmektedir.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir