Türkiye, dış politikasını bütüncül bir anlayışla yürüterek dünya genelinde siyasi, ekonomik ve toplumsal gelişmeleri takip etmekte ve küresel aktörlerle etkileşimde bulunmaktadır. Bu çerçevede, Türkiye’nin bulunduğu bölge, küresel güç rekabetinin yoğun yaşandığı bir alan olarak dikkat çekmektedir. Bu rekabetin bölgeye olumsuz etkilerinin önüne geçmek amacıyla Türkiye, “bölgesel sahiplenme” anlayışıyla hareket etmekte ve dış politika hedeflerini kazan-kazan prensibiyle gerçekleştirmeye çalışmaktadır.
Afrika’dan Güney Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada etkin bir diplomasi izleyen Türkiye, G7 Zirvesi’nden Şangay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’ne, ASEAN’dan NATO’ya kadar farklı platformlarda yer almaktadır. Türkiye ayrıca Gazze’den Ukrayna’ya ve Sahel bölgesine kadar çeşitli ihtilaflara çözüm bulmaya çalışmaktadır.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın son dönemdeki yoğun diplomasi trafiği de dikkat çekmektedir. Fidan, Balkanlar’da barış ve istikrarın korunmasına yönelik çalışmalar yaparken aynı zamanda Ukrayna’daki çatışmaların sona erdirilmesi için arabuluculuk görevi üstlenmektedir. Ayrıca gıda güvenliği ve Karadeniz’de Seyrüsefer Güvenliği konularında da çalışmalar yürütmektedir.
Türk dış politikasının temel stratejilerinden biri, küresel ve bölgesel çok taraflı platformlardaki etkinliği çeşitlendirmektir. Bu doğrultuda, Türkiye NATO ve G7 gibi uluslararası zirvelere katılarak Avrupa-Atlantik coğrafyasının güvenliğine olan katkılarını vurgulamaktadır.
Ayrıca Türkiye, Afrika’nın dış politika gündemini de önemsemekte ve Afrika ülkeleriyle işbirliğini artırmaktadır. Temmuz ayında Ankara’ya gelen çok sayıda Afrika dışişleri bakanı ile yapılan görüşmeler, Türkiye’nin Afrika politikasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin dış politikası geniş bir yelpazede faaliyet göstermekte ve farklı aktörlerle etkileşimde bulunmaktadır. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanı Fidan’ın yürüttüğü diplomasi trafiği Türkiye’nin uluslararası alandaki etkin rolünü göstermektedir.