Bakan Tunç, NTV televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı. Kadınların evlilik sonrasında kendi soy isimlerini kullanması konusunda Anayasa Mahkemesi’nin karar süresinin dolduğuna ilişkin soru üzerine Tunç, bu konunun çok tartışıldığını belirterek, özellikle kadının soyadıyla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra Medeni Kanun’un ilgili maddesinde düzenleme yapılması gerektiğini söyledi.

Tunç, Türk Medeni Kanunun 1926 tarihli ilk halinde “Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır” şeklindeki düzenlemenin, sonraki yıllarda “Kendi kızlık soyadı ile beraber kocasının soyadını kullanabilir” şeklini aldığını ifade ederek, Anayasa Mahkemesi’nin de “Kocasının soyadını kullanmayabilir” şeklinde bir karara vardığını anımsattı.

Bu konudaki takdirin Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ait olduğunu vurgulayan Tunç, şu ifadeleri kullandı: “Bu konuda milletvekillerimiz en doğru kararı verecektir. Medeni Kanunumuzun o maddesi iptal edildiği için bir düzenleme gerekiyor. Medeni Kanunumuz hem kişiler hukuku, hem aile hukuku, hem de miras hukuku bakımından önemli bir temel kanunumuz. Dolayısıyla yıllar içerisinde toplumun ihtiyaçları doğrultusunda elbette ki değişmesi gereken hususlar varsa bu Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinin takdirinde olan bir husus. Kadının soyadı konusunda bir tartışma söz konusu ediliyor. Anayasa Mahkememizin gerekçesi ortada. Bu gerekçe doğrultusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekillerimiz en doğru kararı verecektir diye düşünüyorum.”

AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş’in, Osman Kavala’nın da arasında olduğu bazı Gezi Parkı davası hükümlülerini ziyaret talebine ilişkin dilekçesini 19 Temmuz’da Adalet Bakanlığına sunduğunu anımsatan Tunç, Türkeş’le dilekçeyi sunması öncesi bir araya gelerek konuştuklarını söyledi.

Bakan Tunç, hükümlü yakınlarının cenazesi veya ağır hastalık gibi acele hallerde Bakanlığına yapılan başvuruların aynı gün sonuçlandırıldığını belirterek, “Ama bu tür durumlarda 1 hafta, 10 gün gecikebiliyor. Sayın Türkeş, partimizin milletvekili. Dolayısıyla muhalefet milletvekili, iktidar milletvekili bu konuda bir ayrım söz konusu değil. Herkese eşit muamele yapılıyor. Hükümlülerin ve tutukluların ziyaret edilmesine ilişkin bir yönetmeliğimiz var. Bu yönetmeliğin 26 ve 40. maddeleri çerçevesinde ziyaret izinleri veriliyor. Bugüne kadar da Gezi davası hükümlülerini 64 farklı milletvekili, 340 farklı avukat ziyaret etti. Dolayısıyla hükümlüleri ziyaret etme konusunda bir engel yok. Bu en doğal insan hakkı.” dedi.

Kendi yakını olmasa dahi milletvekillerinin ziyaret başvurularını makul bir süre içerisinde karara bağladıklarını ve görüşmelerini sağladıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Sayın Türkeş’in ziyaretiyle ilgili herhangi bir problem yok. Bugünden itibaren istediği zaman, tabii Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğümüzle de irtibatlı olarak uygun bir günde görüşebilir. Arkadaşlar kendisiyle irtibata geçtiler. Ben kendisini aradığımda ‘Ne zaman isterseniz görüşebilirsiniz’ dedim. Kendisinin bu hafta belki müsait olamayacağını, 10 gün sonra ziyaret edebileceğini ifade etmişti. Süreç o şekilde devam ediyor.”

“Halay çekmek gözaltı sebebi oldu” şeklindeki iddialarla ilgili soru üzerine Tunç, şunları söyledi: “Halay da horon da zeybek de bizim kültürümüz. Burada tamamen bir çarpıtma var, tuzak var. Halay çektikleri için gözaltına alınan ya da tutuklanan yok. Demokratik hukuk devleti terörü, şiddeti reddeder. Terör örgütü elebaşına yönelik tezahürat yaparsanız, terör propagandası yaparsanız hukuk devleti gereğini yapar. Anadolu’nun her yerinde halay çekiliyor, horon tepiliyor, zeybek oynanıyor. Son 22 yıla şöyle bir baktığımız zaman, Kürtçenin yasak olduğu bir dönemden geliyoruz. Kürtçe şarkının yasak olduğu dönemleri biz geride bıraktık. Hiç kimse “Kürtçe şarkı söylemek yasaklanıyor” şeklinde söylemesin. Kürtçe şarkı söylediği, halay çektiği için değil terör propagandası yaptığı için yargının devreye girmesi söz konusu. Milli birlik ve beraberliğimize yönelik konularda hassasiyetimizi sürdürmeye devam edeceğiz.”

YARGI REFORMU STRATEJİ BELGESİ

Bakan Tunç, 2024-2028 yıllarını kapsayacak Türkiye Yüzyılı’nın ilk Yargı Reformu Strateji Belgesi için vatandaşların görüş ve önerilerinin alınacağını dile getirdi.

Strateji Belgesi için tüm vatandaşların görüşlerinin önemli olduğunu dile getiren Tunç, “Vatandaşlarımız yargıyla ilgili karşılaştıkları problemleri, görüş ve önerilerini bizlere gönderebilirler. Bu anlamda yargı reformuyla ilgili biz Adalet Bakanlığının sayfasında ilgili bir web sayfası açtık, oradan görüşlerini ifade edebilirler. Yurt içi ve yurt dışından, 85 milyon, tüm vatandaşlarımız yargireformu.adalet.gov.tr adresinden bizlere görüş ve önerilerini sunabilir.” diye konuştu.

Bakan Tunç, yeni Yargı Reformu Strateji Belgesi ile demokrasiyi, hak ve özgürlükleri daha çok geliştirmeyi ve genişletmeyi hedeflediklerini kaydetti.

SİTE ERİŞİME AÇILDI

Vatandaşların yargı reformuna ilişkin görüş ve önerilerini almak için kurulan site erişime açıldı. Buraya sunulan görüş ve öneriler, incelenip tasnif edilerek çalışmalar kapsamında değerlendirilecek ve strateji belgesine yön verecek. Ayrıca bu platform, Türkiye’de 24 bin 805 hakim ve Cumhuriyet savcısı ile 184 bin 223 adalet personelinin erişimine açık olan UYAP sistemine de entegre edildi. Böylece hakim, savcı ve adalet personeli de görüş ve öneride bulunabilecek. Yargı Reformu Strateji Belgesi, ilk kez 2009’da açıklanmış, 2015 ve 2019’da iki kez güncellenmişti.

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir